Akıllı telefon kullanıcılarının en büyük kabuslarından biri olan ekran çizikleri, yakında tarih olabilir. Bilim insanları, nano kaplama teknolojisiyle geliştirilen ve kendi kendini onarabilen akıllı telefon ekranlarının yakın gelecekte piyasada olabileceğini duyurdu. Bu yenilikçi teknoloji, özellikle günlük kullanımda oluşan küçük çizikleri ortadan kaldırarak telefonların estetik ve işlevsel ömrünü uzatmayı hedefledi.
Kore Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’nden (KIST) Dr. Yong-Chae Jung liderliğinde yürütülen bir araştırma, renksiz polimid (CPI) malzemesine entegre edilen keten tohumu yağı bazlı mikro kapsüllerle kendi kendine onarım yapabilen bir ekran kaplaması geliştirdi. Bu teknoloji, ekran yüzeyinde oluşan çiziğin nano kaplamadaki mikro kapsülleri kırması sonucu keten tohumu yağının açığa çıkmasını sağladı.
Yağ, havayla temas ettiğinde sertleşerek çiziği dolduruyor ve ekranı neredeyse eski haline getirdi.
Araştırmaya göre, bu süreç oda sıcaklığında gerçekleşiyor ve ultraviyole (UV) ışık altında sadece 20 dakikada çiziklerin %91’ini onarabildi.
Dr. Jung, “Bu teknoloji, esnek ekranlar ve şeffaf elektronik cihazlar gibi geniş bir uygulama yelpazesine sahip. Gelecekte, telefon ekranlarının ötesinde birçok alanda kullanılabilir” dedi.
Benzer bir görüş, Eindhoven Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sandra Lucas’tan geliyor.
Lucas, nano kaplama teknolojilerinin otomotiv sektöründe halihazırda kullanıldığını ve bu teknolojinin akıllı telefonlara uyarlanmasının an meselesi olduğunu belirterek, “Nano boyutlu polimer zincirleri, yüzeyde oluşan küçük hasarları doldurmak için tasarlandı. Bu, özellikle günlük kullanımda oluşan mikro çizikler için ideal bir çözüm” dedi.
Feynlab gibi firmalar, seramik polimer içeren kaplamalarla araç yüzeylerinde bu teknolojiyi başarıyla uyguluyor ve benzer bir yaklaşımın akıllı telefon ekranlarında da etkili olabileceği düşünüldü.
Analist firması CCS Insight’ın baş analisti Ben Wood, bu teknolojinin 2028 yılına kadar ticari olarak piyasada olabileceğini öngördü. Wood, “Bu bilimkurgu değil, yapılabilir bir teknoloji. Nano kaplama, havayla reaksiyona girerek yüzeydeki kusurları dolduran yeni bir malzeme oluşturuyor. Büyük çatlakları onarmasa da, günlük kullanımda oluşan kozmetik çizikleri ortadan kaldırabilir” dedi.
Wood, LG’nin 2013’te piyasaya sürdüğü G Flex modelinde kullanılan ancak yeterince etkili olmayan bir self-healing kaplamaya atıfta bulunarak, yeni nesil teknolojilerin çok daha ileri olduğunu vurguladı. Apple ve Motorola gibi devler de bu alandaki patent yarışında öne çıktı. Apple, kendi kendine onarabilen esnek ekranlar için patent alırken, Motorola 2017’de şekil hafızalı polimer bazlı bir ekran teknolojisi için patent başvurusunda bulundu.
Uzmanlar, bu teknolojilerin ticari başarıya ulaşması için daha fazla Ar-Ge çalışması gerektiğini belirtti.
Japonya’daki Tokyo Üniversitesi’nden Prof. Takuzo Aida’nın ekibi, tesadüfen keşfettikleri “polyether thiourea” adlı bir malzemenin, basınç uygulandığında kendi kendine iyileşebilen cam benzeri bir yapı sunduğunu ortaya koydu. Bu buluş, gelecekte ekran teknolojilerinde devrim yaratabilir.Bu teknolojinin avantajları sadece estetikle sınırlı değil. Nano kaplamalar, ekranların dayanıklılığını artırarak pahalı tamir masraflarını azaltabilir ve elektronik atık miktarını düşürebilir.
Penn State Üniversitesi’nden malzeme bilimci Prof. John Mauro, “Self-healing teknolojisi, sürdürülebilirlik açısından da büyük bir adım. Daha az ekran değişimi, daha az atık anlamına geliyor” dedi.
Ayrıca, bu kaplamaların su ve yağ itici özellikleriyle parmak izi ve leke oluşumunu azalttığı belirtiliyor, bu da kullanıcı deneyimini iyileştiriyor.Ancak, teknolojinin önündeki engeller de yok değil. Nano kaplamaların uzun süreli dayanıklılığı ve yüksek üretim maliyetleri, yaygınlaşmasının önündeki en büyük zorluklar.
Dr. Lucas, “Nano kaplamaların kalınlığı o kadar ince ki, uzun süreli yoğun kullanımda aşınma riski taşıyabilir. Üretim süreçlerinin standartlaştırılması gerekiyor” dedi.
Gelecek yıllarda, akıllı telefon ekranlarının kendi kendini onarma yeteneği, kullanıcı alışkanlıklarını değiştirebilir ve ekran koruyuculara olan ihtiyacı azaltabilir.
Bu teknolojinin günlük hayatımıza entegre olacağı bir dönüm noktası olabilir. Teknoloji devleri ve bilim insanları, bu hayali gerçeğe dönüştürmek için çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor.